Çağ Rical Gürle ile 200 Saatlik Eğitmenlik Eğitimi
200 saatlik temel yoga hocalığı eğitimimi tamamladım ve mezunum!:) Bir sürü soruya cevap niteliğinde ve heyecan+merak uyandırmasını dilediğim duygularımı paylaşayım istiyorum. (piyanist şantör girişi niyeyse?)
Benim yoga serüvenim çalıştığım şirkette verilen yoga
dersine katılmam ile başladı. Bu eğitim öncesinde üç seneye yakın yoga
yapıyordum. Yoga Eğitmenlik Eğitimi’ne katılmadan önce bayağıdır aklımda eğitmenlik eğitimi olmasına rağmen şunu
düşünüyordum: “Acaba bu eğitime mi katılsam yoksa işte şu spor salonuna mı
gitsem. Bak hatta sadece yoga değil diğer derslere de giderim. "O zaman yoga benim için sadece bedensel bir
çalışmaydı." Tabi ki herhangi bir sporu yaptığımdan çok daha fazla mutluluk
ve sakinlik getiriyordu. Gerçekten kendime ayırdığım bir buçuk saat gibi
hissediyordum yoga derslerinden sonra, ve bunun tatmini hep diğer her şeyden daha
fazla olmuştu.
Sonra tavsiyeler ile Çağ’a gitmeye karar verdim. Size şu kadarını söyleyeyim: Bu sene kendim için yaptığım en iyi şey; tüm hayatım için de en iyi
yatırımım oldu.
Nasıl mı?
Öncelikle bu eğitimde öğreneceklerimi, ya da yoganın aslında
nasıl bir şey olduğunu başta bana biri anlatmaya çalışsa kesinlikle tam olarak
hissedemezdim (hissederek anlamak hep farklı bir konu benim için). Hoca seçimi
de oldukça önemliydi. Şimdi hiç tanımadığım, daha önce dersine gitmediğim
birine gideceğim ama nasıl olacak vs. Bununla ilgili de ilk derste hiç kuşkum
kalmamıştı doğru yerde olduğumla ilgili. En vurucu noktalardan biri Çağ’ın eğitim ile
ilgili sürekli vurgusunu yaptığı “uçucu mistisizimden uzak ve ayakları yere
basan” bir süreç olmasıydı. Dahası yoganın sadece bedensel değil beden-zihin-duygu bütünlüğü çerçevesinde
olduğuydu. Yoga aslında ne kadar hayatla ilgiliymiş.
İyi, güzeli bile baştan sorguluyorsunuz. Tombik yoga ile
tanışıp, tombik parçalarınızla barışıyorsunuz hatta :) Ben bu bağlamda
etrafımdaki insanlardan inanılmaz ilham alıp sıkça şunu söylerken buldum
kendimi: “aa kendiyle ne kadar barışık”, “aa bu yönünü nasıl da kabullenmiş”, “ah
bak kendi ile ilgili şunları nasıl da ifade edebiliyor ve kendini nasıl
açabiliyor başkalarına”.
Bana sıkça soruyorlar ya da şunu duyuyorum. “E ama sen zayıfsın, -Ama sen esneksin, -Ama sen zaten sporla uğraşıyorsun, -Ben hiç esnek
değilim ki”. O yoga pozlarını görüp yok ya ben yoga asla yapamam diyorlar. Ama
size şunu söyleyeyim, tüm bu yoga serüveninin içinde bunlar olmayacak zaten. Bu
daha başka bir keşif yolculuğu. Daha küçük pozlarda çokça farkındalık uyandıran
ve çok hissiyata yönelik bir araştırma. Bu farkındalığın gündelik hayattaki yansımalarını ilk günden itibaren görüyorsun zaten. Bedenini tanıma dediğim şey bu işte.
Aslında ben çalışırken, gün boyu o masanın başında otururken kendimi nasıl
kasıyormuşum, bak omuzlarımı hep kulaklarıma doğru çekiyormuşum. Değişim
başladığında gelen ağrılar! Ah o ağrılar! Aslında hep oradalarmış ve ben yeni
hafifleyebilmişim, hatta hala tanımaktayım, bırakmaktayım parça parçaJ Kendi hayatımda olup biten değişimleri de ayrıca başka bir yazıda paylaşırım ama her şeyin kökten değişmeye çoktan başladığını söyleyeyim. Çoğunuz biliyorsunuz zaten köklü değişimleri:)))
Ne kadar söylesem eksik kalır gibi hissediyorum. O yüzden deneyimlemenizi ve değişimi görmenizi şiddetle tavsiye ederim.
Daha fazla bilgiyi aşağıdaki Çağ'ın blogundan ya da derslerin verildiği İnsana Güven'den alabilirsiniz:
Diğer merak ettikleriniz için de e-mail adresim: takethefakecake@gmail.com
Bonus: Hayatıma giren bu güzellikler
Selamlar,
YanıtlaSilHeyecan verici bir yazı olmuş, tutku dolu bir anlatım bende Yoga heyecanını da körüklemiş oldu.
Yeni başlayan biri için bir kaç belli başlı öneri verebilir misiniz?
Kucak dolusu sevgiler, güneşli günler,
Alican M.