Daha önce rota ve planını paylaştığım Alsace-Lorraine yolculuğunu
anlatma vakti geldi.
Bol yeşil yollarda, masalsı köylerin birinden diğerine giderken durup durup bolca Alsace şarapları içip, çokça gülüp gezilen bir yolculuk.
İşe toz bulutundan başlayalım: araba kiralamak!
Car rent
Çokça soru geldi. Arabayı önceden retalcars.com'da Sixt'ten
kiralamıştım ve ben sigortanın her şeyi kapması gerektiği konusunda
uyarılmıştım arkadaşlarım tarafından. Buna da dikkat ederek bir rezervasyon
yapmıştım. Gittiğimde bizimle ilgilenen kadın "herşeyi kapsayan sigortayı şu
kadara alabilirsiniz" deyince şaşırdık, biz yaptırdıgımızı sandıgımız için.
Meğerse bizim satın aldığımız “full coverage insurance” 850eur’a kadar bir
hasarı karşılıyormuş. Üzerindeki masrafı ödemiyor. Bunun için de ekstra 66 eur
gibi bir şey daha ödedik. Birincisi rentalcars gibi havuz mantıklı bir siteden yaptırınca Sixt
onların sizle olan anlaşmalarını göremediğini söylüyor. İkincisi her türlü
Sixt, Hertz gibi şirketlerden birebir kiralama ile aynı paraya geliyor. Neyse
buralara ilişkin bildiğiniz şeyleri benimle paylaşırsanız sevinirim. Sonraki
yolculuklar için faydalı olurJ
Arabayı Stuttgart Havaalanı'ndan alıp Basel’ bıraktık. Farklı
ülkeler ve farklı noktalar da araba kiralama masrafını artırıyor. Ama rotanın
en aşağısı olan Mulhouse’tan Stuttgat’a dönüp oradan da geri uçulabilirdi,
mesafeler o kadar çok değil. Uçak bileti, araba kirası optimizasyonunu size
bıraktımJ Bu rota için en konforlusu buyduJ Detay
sorularınız olursa cevaplarım.
Neyse koyulduk yola. Yemyeşil, fantastik güzellikte
yollarda kıvrıla kıvrıla Hohenzollern Kalesi’ne doğru tırmanmaya başladık.
Yolda durup fotoğraf çekmeyi ihmal etmiyoruz tabi. Bu rota varma değil, baya
bir yolda olma rotası, en zevk aldığımız kısımları da arabada geçti zaten.
Saçma sapan, bin bir çeşit müzik hep eşlik etti yolculuğa. Kah güldük (ama
şuursuzca gülmek) kah ağladık. Zaten çocukluğumdan beri çok severim araba
yolculuğunu, değişen yolları, tarlaları izlemeyi.
Kalede manzara seyretmeye, şımarmalara doyamadık. Kalenin içinde büfeden wurst(sosisli) alarak tadma maceralarının da startını vermiş oldum. Baya bir süre kaldık orada, zaten tüm yolculuk spontane ilerledi. Nerede ne kadar durmak, nereyi es geçmek istiyoruz kararı bizde. Marbach’a gitmedik mesela. Güzel yeme, içme, görme tavsiyeleri almıştım Furkan’dan ama olsunJ
Strasbourg
Sonra Strasbourg’a geçtik oradan. Şimdi arabayla
yurtdışında seyahat ederken en komik yanlarından biri de PARK etmek! İşte
sokaklarda park ediyorsun, ödemeyi nasıl yapacağız diye soruyorum, konuşuyorum
insanlarla. Meğerse şöyleymiş. Bu makineler oluyor işte sokaklarda, önden ödeme
yapıp fişi alıp camına koyuyorsun ki bak ben ödedim, bu da biletim. Ama
buralara max 2 saatlik ödeme yapıp bırakabiliyormuşsun Strasbourg’da. Mesela
biz akşam vardık. 18:00 -09:00 saatleri arasında ödeme yok. Ama sabah 9da gidip
ön ödeme yapmayacaksan ya da arabanı almayacaksan ceza yemeye de hazırlıklı olJ
Araba çok kez çekilebilirdi, o konuda şanslıydık bakJ Hatta Obernai’de uyarı kağıdı bile aldık. Bir daha sarı boyalı yerlere
bırakırsak araba çekilebilir diye. Ne tatlılar. Neyse en iyisi kapalı otoparka
koymak. 24 saati 24 eur’du. Tabi bir iki saatlik uğrarsan yine bu ön-ödemeli makinelere
talim.
Akşam Strasbourg'a varınca otele bile gitmeden soluğu Smokey Brothers’ta
aldık. Değdi. Gerçekten güzeldi burgerler. Otelimiz "Hotel Cathedrale" harika bir
lokasyona sahip. Şehrin en merkezindeki harika kathedraline bakan bir otel. Süper
lüks ya da yeni döşenmiş değil ama tavsiye ederim lokasyon açısından.
Ertesi gün istediğim gibi oturup çılgın kahvaltılardan birini gerçekleştireceğim bir yer bulamadım ama otelin hemen arka sokağında elde kahvaltı etmenin bizi çok da mutlu edeceği hali: wurst! buldum. Hem de içi peynir dolgulu, üstünde peynir eritilmiş. Çılgın bir şey. Bretzel her zaman iyi bir seçenek zatenJ
Şaraplar
Sonra o gün akşamki Marco Polo Restorant’ındaki yemeğe
kadar yine otelden bisiklet kiralayıp full Strasbourg’u gezerek geçirdik. Her molada bölgenin şaraplarından
söyleyip, oturup keyif yapmak tüm yolculuğun en tatlı enerji dolum kısımları.
Ben dry şarapları seviyorum , tatlı meyveli şaraplar yerine. Tadmanız
gerekenler:
Riesling
Muscat
Pinot Blanc
Pinot Gris
Gewurtzramine
Edelzwicker
Sylvaner
Benim favorilerim Riesling, Muscat. (Pinot Blanc ve
Pinot Gris başa baş yarışıyor sonrasında) Sanırım hepsiJ Hatta eve de bunlardan aldım. Şarap tadımı ve almak için kendinizi
Riquewihr’e saklayın. Zira orada da çok tatlı bir yer tavsiye edeceğim. Kendinizinkileri
de yol üzerinde ve şehrin içinde keşfedebilirsiniz. En çok şarap evinin olduğu
yer burası diye okudum ve gördüm ben.
Bira
Kronerbourg
Fischer
Marco Polo Restaurant
Kanalların hemen kenarındaki bu resorant akşam yemeği
tercihleriniz için harika. Hava kararmadan gidip dışarda oturup bir az keyif de
yapın hatta. Benim favorim Flammkuche ve Tiramisu
Kahvaltııı
Ertesi gün Strasbourg'dan diğer köylere doğru yola çıkmadan yine bir kahvaltı opsiyonu "Au Pain de mon Grand Pere". Müthiş sempatik çalışanlarıyla harika işler çıkaran bir fırın. Yine eller doldu:)
Molsheim
Obernai
Burada harika yemek yedik ve vintage alışverişi yaptık:)
Vintage mağaza: L'Une et L'Autre
Restaurant Zum Schogaloch
Les Sparips Traverd de Porc au Miel
Le Jambonneau Braise ou Non Braise
Dambach La Ville
Selestat
Ribeauville
Le Goupil- Wine Bar
Colmar
Riquewihr
Eguisheim
Merhabalar, yazınızı severek okudum, önümüzdeki ay ben de Strasbourg'a gidiyorum ve internette bulabildiğim en faydalı yazı bu oldu. Hohenzollern Kalesi çok masalsı bir yer gibi gözüküyor, orayı dolaşmak için sabırsızlanıyorum. Çok teşekkürler paylaşımınız için.
YanıtlaSilSevgiler,
C.E.D.
Merhaba,
SilÇok tesekkur ederim, begenmene sevindim:) İyi eglenceler simdiden. Cok mutlu oluyorum birileri cok sevdigim seyleri yapacak oldugunda, tekrar yasiyor gibi oluyorum:)
Sevgiler
TTFK:)