9 Haziran 2016 Perşembe

Alsace Lorraione


Daha önce rota ve planını paylaştığım Alsace-Lorraine yolculuğunu anlatma vakti geldi. 

Bol yeşil yollarda, masalsı köylerin birinden diğerine giderken durup durup bolca Alsace şarapları içip, çokça gülüp gezilen bir yolculuk. 

İşe toz bulutundan başlayalım: araba kiralamak!

Car rent

Çokça soru geldi. Arabayı önceden retalcars.com'da Sixt'ten kiralamıştım ve ben sigortanın her şeyi kapması gerektiği konusunda uyarılmıştım arkadaşlarım tarafından. Buna da dikkat ederek bir rezervasyon yapmıştım. Gittiğimde bizimle ilgilenen kadın "herşeyi kapsayan sigortayı şu kadara alabilirsiniz" deyince şaşırdık, biz yaptırdıgımızı sandıgımız için. Meğerse bizim satın aldığımız “full coverage insurance” 850eur’a kadar bir hasarı karşılıyormuş. Üzerindeki masrafı ödemiyor. Bunun için de ekstra 66 eur gibi bir şey daha ödedik. Birincisi rentalcars gibi havuz mantıklı bir siteden yaptırınca Sixt onların sizle olan anlaşmalarını göremediğini söylüyor. İkincisi her türlü Sixt, Hertz gibi şirketlerden birebir kiralama ile aynı paraya geliyor. Neyse buralara ilişkin bildiğiniz şeyleri benimle paylaşırsanız sevinirim. Sonraki yolculuklar için faydalı olurJ

Arabayı Stuttgart Havaalanı'ndan alıp Basel’ bıraktık. Farklı ülkeler ve farklı noktalar da araba kiralama masrafını artırıyor. Ama rotanın en aşağısı olan Mulhouse’tan Stuttgat’a dönüp oradan da geri uçulabilirdi, mesafeler o kadar çok değil. Uçak bileti, araba kirası optimizasyonunu size bıraktımJ Bu rota için en konforlusu buyduJ Detay sorularınız olursa cevaplarım.


Neyse koyulduk yola. Yemyeşil, fantastik güzellikte yollarda kıvrıla kıvrıla Hohenzollern Kalesi’ne doğru tırmanmaya başladık. Yolda durup fotoğraf çekmeyi ihmal etmiyoruz tabi. Bu rota varma değil, baya bir yolda olma rotası, en zevk aldığımız kısımları da arabada geçti zaten. Saçma sapan, bin bir çeşit müzik hep eşlik etti yolculuğa. Kah güldük (ama şuursuzca gülmek) kah ağladık. Zaten çocukluğumdan beri çok severim araba yolculuğunu, değişen yolları, tarlaları izlemeyi.

Kalede manzara seyretmeye, şımarmalara doyamadık. Kalenin içinde büfeden wurst(sosisli) alarak tadma maceralarının da startını vermiş oldum. Baya bir süre kaldık orada, zaten tüm yolculuk spontane ilerledi. Nerede ne kadar durmak, nereyi es geçmek istiyoruz kararı bizde. Marbach’a gitmedik mesela. Güzel yeme, içme, görme tavsiyeleri almıştım Furkan’dan ama olsunJ









Strasbourg

Sonra Strasbourg’a geçtik oradan. Şimdi arabayla yurtdışında seyahat ederken en komik yanlarından biri de PARK etmek! İşte sokaklarda park ediyorsun, ödemeyi nasıl yapacağız diye soruyorum, konuşuyorum insanlarla. Meğerse şöyleymiş. Bu makineler oluyor işte sokaklarda, önden ödeme yapıp fişi alıp camına koyuyorsun ki bak ben ödedim, bu da biletim. Ama buralara max 2 saatlik ödeme yapıp bırakabiliyormuşsun Strasbourg’da. Mesela biz akşam vardık. 18:00 -09:00 saatleri arasında ödeme yok. Ama sabah 9da gidip ön ödeme yapmayacaksan ya da arabanı almayacaksan ceza yemeye de hazırlıklı olJ
Araba çok kez çekilebilirdi, o konuda şanslıydık bakJ Hatta Obernai’de uyarı kağıdı bile aldık. Bir daha sarı boyalı yerlere bırakırsak araba çekilebilir diye. Ne tatlılar. Neyse en iyisi kapalı otoparka koymak. 24 saati 24 eur’du. Tabi bir iki saatlik uğrarsan yine bu ön-ödemeli makinelere talim.



Akşam Strasbourg'a varınca otele bile gitmeden soluğu Smokey Brothers’ta aldık. Değdi. Gerçekten güzeldi burgerler. Otelimiz "Hotel Cathedrale" harika bir lokasyona sahip. Şehrin en merkezindeki harika kathedraline bakan bir otel. Süper lüks ya da yeni döşenmiş değil ama tavsiye ederim lokasyon açısından.

 
Ertesi gün istediğim gibi oturup çılgın kahvaltılardan birini gerçekleştireceğim bir yer bulamadım ama otelin hemen arka sokağında elde kahvaltı etmenin bizi çok da mutlu edeceği hali: wurst! buldum. Hem de içi peynir dolgulu, üstünde peynir eritilmiş. Çılgın bir şey. Bretzel her zaman iyi bir seçenek zatenJ



Şaraplar
Sonra o gün akşamki Marco Polo Restorant’ındaki yemeğe kadar yine otelden bisiklet kiralayıp full Strasbourg’u gezerek geçirdik. Her molada bölgenin şaraplarından söyleyip, oturup keyif yapmak tüm yolculuğun en tatlı enerji dolum kısımları. Ben dry şarapları seviyorum , tatlı meyveli şaraplar yerine. Tadmanız gerekenler:

Riesling
Muscat
Pinot Blanc
Pinot Gris
Gewurtzramine
Edelzwicker
Sylvaner

Benim favorilerim Riesling, Muscat. (Pinot Blanc ve Pinot Gris başa baş yarışıyor sonrasında) Sanırım hepsiJ Hatta eve de bunlardan aldım. Şarap tadımı ve almak için kendinizi Riquewihr’e saklayın. Zira orada da çok tatlı bir yer tavsiye edeceğim. Kendinizinkileri de yol üzerinde ve şehrin içinde keşfedebilirsiniz. En çok şarap evinin olduğu yer burası diye okudum ve gördüm ben. 

Bira
Kronerbourg
Fischer








  





Marco Polo Restaurant

Kanalların hemen kenarındaki bu resorant akşam yemeği tercihleriniz için harika. Hava kararmadan gidip dışarda oturup bir az keyif de yapın hatta. Benim favorim Flammkuche ve Tiramisu



Kahvaltııı
Ertesi gün Strasbourg'dan diğer köylere doğru yola çıkmadan yine bir kahvaltı opsiyonu "Au Pain de mon Grand Pere". Müthiş sempatik çalışanlarıyla harika işler çıkaran bir fırın. Yine eller doldu:) 


Molsheim

Obernai
Burada harika yemek yedik ve vintage alışverişi yaptık:) 

Vintage mağaza: L'Une et L'Autre 

Restaurant Zum Schogaloch
Les Sparips Traverd de Porc au Miel

Le Jambonneau Braise ou Non Braise 




Dambach La Ville

Selestat


Ribeauville




Le Goupil- Wine Bar

Colmar


Riquewihr



Eguisheim